BAHARA KARIŞMA
Doğanın bir parçasıyız; ne kadar uzaklaşsak da, kopsak da şu bahar gelince bize kendini buram buram hatırlatır ya…
Şöyle yataktan kalkınca insanın bir kedi gibi tadını çıkara çıkara bir gerinesi oluyor, sonra nedensiz bir neşe, bir keyifli olma hali başlıyor ki sormayın…
Hele de Akdeniz’de yaşıyorsanız parfüm gibi portakal çiçeği kokar bütün sokaklar baharda.
Yağmur yağınca hele! Her tarafa bu parfümü sıkmışsınız gibi muhteşem kokar.
Sabahları bir de işinize giderken yürüme şansınız varsa, tadına doyulmaz baharı yaşamanın.
Kışın o uykuya yatma miskinliğimiz yavaş yavaş kıpırdanmaya başlar.
Daha hareketli coşkulu kıpır kıpır olma hali gelir insanın üzerine şöyle,
Bir daha doyasıya doğayı yaşamam gerekir madem bahar diyorum.
Şairler doğaya ilişkin bir çok şiiri, baharda yazmıştır diye düşünüyorum.
Can Dündar’ın yazdığı ve Selçuk Yöntem’in o davudi sesiyle okuduğu şiirde şöyle diyordu:
Bir çiçeği dalındayken kokladınız mı?
Çimlere uzandığınız oldu mu?
Yayılın çimenlerin üzerine…Acele edin…
Er veya geç çimenler yayılacak üzerinize…
(Şiir bayağı uzun ve çok güzel vakit ayırıp dinlemenizi tavsiye ederim)
Tabii…Bu dizelerden sonra Orhan Veliye de sataşmadan edemiycem,
Eve ekmekle tuz götürmeyi;
Böyle havalarda unuttum.
Şiir yazma hastalığım;
Hep böyle havalarda nüksetti.
Beni bu güzel havalar mahvetti.
Tabi ben mahvolmayalım baharın tadını doya doya çıkaralım derim. Ben çıkarmaya çalışıyorum.
Size de kolay gelsin diyorum.
Baharla ve sağlıcakla kalın…
………………………………..
Talih insana bütün nimetlerini verse,
onları tadabilecek bir ruh gerekir.
Bizi mutlu eden ; bir şeyin sahibi olmak değil,
tadına varabilmektir...
Michel de Montaine
|