Öğretmen çocuklara sordu:
-
Anne
-
Baba
-
Allah
-
Peygamber
-
Arkadaş
-
Sevgili
-
Çocuk
-
Eş
Cevaplar devam eder gider ama öğretmen çocukların her cevabına olumsuz manada başını sallamaktadır. Öğrenciler ne kadar cevap bulsalar da doğruyu bulamazlar. Çocuklar meraklı bakışlarla öğretmeni süzerken ikinci soru gelir:
-
Doğum günüm.
-
İlkokula başladığım gün.
-
Arkadaşlarımla beraber olduğum gün.
-
Liseden mezun olduğum gün.
-
Üniversite sınavlarını kazandığım gün.
-
Evlilik yıldönümü.
-
Çocuğumun dünyaya geldiği gün.
-
Sıkıntılarımdan kurtulduğum gün.
-
Cennete girdiğim gün.
-
……………………….
Ancak her cevabın ardından öğretmen hayır demektedir. Öğretmen üçüncü soruya gelir:
Çocuklar iki sorunun cevabını bilememenin verdiği hırsla bu soruyu bilmeye çalışırlar:
Öğretmen “bilemediniz” der. Öğrencilerin merakı iyice artmıştır. Öğretmenin ağzından çıkacak cevabı merakla beklemektedirler. Öğretmen kelimeleri seçe seçe ağır ağır konuşur:
Dünyadaki en önemli kişi karşındaki kişi veya kişilerdir. Dünyadaki en önemli zaman şimdi şu andır. Yani yaşadığımız an. Geçmiş zaten geçmiştir. Gelecek zaten gelmemiştir. Gelip gelmeyeceği de belli değildir. Yapabileceğimiz her şey şimdiki zamandadır. Şimdi bir deprem olsa yaşamınızda gördüğünüz son kişiler yanınızdakiler olacaktır. Dünyada yapılacak en önemli şey de iyilik yapmaktır.
Çocuklar şimdi düşünelim şu anda yanınızda olan kişi ve kişilere iyilik yaparak yaşadığımızı var sayalım. Yaşamımızı bir dantela gibi öreriz. Her gün bir sürü inci tanesi dizerek güzellikler içinde yaşar gideriz. Şu an biraz sonra geçmiş olacaktır. Geçmiş biraz sonra şu an olacaktır. Şu anda hep iyilik yaparak yaşarsanız hayatının geçmişimizle, anımızla, geleceğimizle hep güzelliklerle dolu olacaktır. Yaşamımızın sonunda ışıl ışıl bir geçmişimiz bizim en değerli hazinemiz olacaktır.
Çocuklar düşünür: Şu an karşınızdaki kişi ya da kişilere iyilik yaparak yaşamak. Bu cümle kulaklarına hoş gelir.
Öğretmen devam eder: Çocuklar irade bizim sahip olduğumuz en büyük gücümüzdür. Anı iyi değerlendirin. Bugünü güzel yaşayın. Karşılaştığınız herkese yapabileceğiniz her türlü iyiliği yapın. Güzel bir söz, küçük bir gülümseme, selamlaşma, dostça bir davranıştan tutun büyük iyiliklere dek bir çok düşünce, duygu ve davranış güzelliklerle doludur. Etrafınızla kardeşçe güzellikler içinde yaşayın. Değişin. O gün bu gün olsun. Değişeceğiniz ve yeni yaşamınıza başlayacağınız gün.
Çocuklar teneffüs zili çalmasına rağmen konuşulanların etkisiyle yerlerinde donakalmışlardır. Yine öğretmenlerinin sesiyle kendilerine gelirler: “Teneffüsten sonra size ünlü Rus yazar Tolstoy’un bir hikayesini anlatacağım. İster misiniz ?” Öğrenciler bir ağızdan: “Evet” derler. Teneffüsten sonra öğretmen Tolstoy’ un “Üç Soru” hikayesini okumaya başladı. Çocuklar merakla kendisini izliyorlardı.
*Bir zamanlar bir kralın aklına şöyle bir düşünce geldi: "Eğer bir işe ne zaman başlayacağımı; kimi dinleyeceğimi, enönemli kişinin kim olduğunu ve yapmam gereken en önemli şeyin ne olduğunu bilseydim, girdiğim her işi başarırdım."
Üç sorunun cevabını bulmak için krallığın dört bir yanına | | | |